"Neler oluyor?" dedi adam, gök gürlemesi gibi sesi duyduğunda. Havanın her zamanki gibi olmasına rağmen gelen bu ses hiç de iyiye işaret değildi.
Başka bir restorandakiler de bu tanımadıkları sesi umursamayarak, bir yandan da tedirgin şekilde yemeklerini yemeye devam ettiler. Bu sırada bölgenin yaşlılarından biri "Kahretsin! Yine mi?!" dediğinde diğerleri merak içinde birbirlerine baktılar. Tam o sırada bir çığlık duydular. İşte oradaydı. Devasa boyutlarda bir kara delik, herkesi içine çekiyordu, o ne muazzam bir güçtü öyle! silahlı kuvvetler, bütün donanma bir olmuştu ama hiçbir şey yapamıyorlardı. "Sığınaklara!" diye bağıran güvenlik güçleri, panik halinde etrafa koşuşturan vatandaşları sakinleştirmeye ve düzenli ve hızlı bir şekilde sığınaklara ulaştırmaya çalışıyorlardı. Ama herşey için çok geç kalmışlardı. Hiçbiri kara deliğin ezici gücünden kurtulamıyordu, tutunacak birşeyler bulup onlara kendilerini bağlayanlar bile bir şekilde kara deliği boyluyordu. Sığınaklara kaçanlar için tek bir umut vardı, beklemek. Kara delik bir şekilde yok olana kadar beklemek...
Bir süre sonra ses kesildi, herkes "acaba bitti mi" derken tekrar başladı, bu sefer kara delik bilinçli biri gibi hareket ediyor ve sığınakları bulup tek tek ordaki masumları içine çekiyordu. birkaç tane sığınak bomboş kalmıştı. heryerde panik ve gözyaşı vardı. Bu ikinci darbe ilki kadar uzun sürmemiş olsa da bu sefer sığınakları vurmuştu ve daha fazla vatandaşın ölümüne sebep olmuştu. Diğeri de bittiğinde hayatta kalanlar uzun süre yerlerinden dışarı çıkamadı. Ama herşey normalde dönmüştü artık. Tehlike geçmişti, bir dahaki saldırıya kadar...
Düğmeye basarak süpürgeyi kapatan sabri-sama kendi kendine düşündü "A.k ne karıncaymış bitmek bilmedi, ilaçlatmak lazım herhalde"
Çok yakında "Massacre: Nuke Attack" sizlerle efenim.