Siz değer ötesi okuyucularım huzurunda kendime şöyle bir söz vermek istiyorum. Yazın ne olursa olsun, ne yaparsam yapayım interrail ile avrupayı gezeceğim.
Böyle de gaza gelmiş biriyim ben...
Önce sigarayı bırak, sonra yediğin, içtiği ve gezdiğin yerlere dikkat et. Gerisi gelir elbet. Uzun vadeli planım da bu.
27.10.09
25.10.09
konsere 10 saat kala...
...hiçbir şey yapmıyorum. evet, oturup hala bitiremediğim şarkıları tekrardan dinlemem, tablarını bi şekilde bulmam ve sonrasında çalışmam gerekirken hiçbirşey yapmıyorum.
feysbuka kraliçe mesaj atmış, seni üzmek istemem diyo. ben de olsun dedim, kırılmam ben, uğraşırım...
şimdi önemli olan konu 10 saat sonraki konser. duman, kurban gibi eğlencelik şarkıların yanı sıra judas priest ile coşturacağız, coşturdukça coşacağız, güldürürken düşündüreceğiz.
naruto bu hafta çıkmadı, kishimoto veri toplamacası yapacakmış zira. ben de oturdum ve animesini izledim. seviyorum herifi napıyım. görmeden edemiyorum.
insanların bloglarına bakıyorum da, ya çok sanatsal şeyler yazıyorlar ya da yararlı bilgiler var. sonra kendi bloguma bakıyorum, hiçbir bulutu ağlamak üzereymiş gibi göstermiyorum, dolunayın ışıkları altında banyo yapmıyorum, veya bir insanın beyninin kaç kg olduğunu söylemiyorum (bu arada 3 kg olması sanırım). bir gereklilik haline geldi bu insanlarda. bir konuyu tartışacaksın veyahut kendinle tartışacaksın. şizofren işi bi yanda...
aynı anda 4-5 farklı düşünceyi birden yaşıyor olmanın mutluluğunu, hüzüntüsünü, heyecanını, gereksizliğini ve saçmalığını düşünüyorum...
etrafımda fal bakan insanlar var, ben ise fala inanmayıp da falsız kalanlardanım. kimse falıma bakmıyor. bir arkadaşım yanımda, tipitip sakızına bakmak istiyor. falım yine yok...
ev çok dağınık, en kısa zamanda bu konuda da bişeyler yapmalıyım. ama önce konser, herşeyden önce konser. hep konser...
konsere 9,30 saat kala ben hala hiçbirşey yapmıyorum.
feysbuka kraliçe mesaj atmış, seni üzmek istemem diyo. ben de olsun dedim, kırılmam ben, uğraşırım...
şimdi önemli olan konu 10 saat sonraki konser. duman, kurban gibi eğlencelik şarkıların yanı sıra judas priest ile coşturacağız, coşturdukça coşacağız, güldürürken düşündüreceğiz.
naruto bu hafta çıkmadı, kishimoto veri toplamacası yapacakmış zira. ben de oturdum ve animesini izledim. seviyorum herifi napıyım. görmeden edemiyorum.
insanların bloglarına bakıyorum da, ya çok sanatsal şeyler yazıyorlar ya da yararlı bilgiler var. sonra kendi bloguma bakıyorum, hiçbir bulutu ağlamak üzereymiş gibi göstermiyorum, dolunayın ışıkları altında banyo yapmıyorum, veya bir insanın beyninin kaç kg olduğunu söylemiyorum (bu arada 3 kg olması sanırım). bir gereklilik haline geldi bu insanlarda. bir konuyu tartışacaksın veyahut kendinle tartışacaksın. şizofren işi bi yanda...
aynı anda 4-5 farklı düşünceyi birden yaşıyor olmanın mutluluğunu, hüzüntüsünü, heyecanını, gereksizliğini ve saçmalığını düşünüyorum...
etrafımda fal bakan insanlar var, ben ise fala inanmayıp da falsız kalanlardanım. kimse falıma bakmıyor. bir arkadaşım yanımda, tipitip sakızına bakmak istiyor. falım yine yok...
ev çok dağınık, en kısa zamanda bu konuda da bişeyler yapmalıyım. ama önce konser, herşeyden önce konser. hep konser...
konsere 9,30 saat kala ben hala hiçbirşey yapmıyorum.
23.10.09
sevgili günlük...
Nasılsın? İyi misin? Ben iyiyim, annen baban nasıl? Ellerinden öperim ikisinin de, ayrıca ufaklığı da benim için öp. Hayat nasıl gidiyor? Okulun nasıl? Herkese benden çok çok selam söyle. Öptüm bay.
İmza - Sabri-sama cünyır.
İmza - Sabri-sama cünyır.
21.10.09
a4 blog kağıdı...
Görev: evdeki kara fatmadan kurtul!
Detay: en son 20,40'ta görülen kara fatmanın, mükemmel bir hızla kanepenin altına doğru kaçtığı rapor edildi. 2 cm boyundaki kara fatmanın tehlikeli olduğuna karar verildi.
Ekipman: Elektrikli süpürge
Ekip: Sabri-sama ve Kadir ni-san
Sonuç: Kadir ni-san'ın çevik bir hareketle kanepeyi çekmesi sonucu ortaya çıkan kara fatmayı, sabri-sama elektrikli süpürgenin yardımıyla astral aleme yolladı. sonrasında araştırma yapan yetkililer, başka kara fatmaya rastlamadı.
GÖREV TAMAMLANDI
Detay: en son 20,40'ta görülen kara fatmanın, mükemmel bir hızla kanepenin altına doğru kaçtığı rapor edildi. 2 cm boyundaki kara fatmanın tehlikeli olduğuna karar verildi.
Ekipman: Elektrikli süpürge
Ekip: Sabri-sama ve Kadir ni-san
Sonuç: Kadir ni-san'ın çevik bir hareketle kanepeyi çekmesi sonucu ortaya çıkan kara fatmayı, sabri-sama elektrikli süpürgenin yardımıyla astral aleme yolladı. sonrasında araştırma yapan yetkililer, başka kara fatmaya rastlamadı.
GÖREV TAMAMLANDI
ilham...
az önce: "dur ilham geldi yatmadan yazıyım bişeyler" diyerek "blog oluştur" butonuna tıkladım. sonra aklıma birden bire ilhan irem geldi. cidden ne oldu o adama birileri cevap versin! en son 2 yıl önce tekrar ortaya çıkmıştı, müzik hayatına geri döndüğünü söylüyordu. sonra tekrar sesi çıkmaz oldu. acırım kendisine, severim de aynı zamanda...
sabah: 9da gitmem gereken işime 10,30'da nefes nefese gittiğimde patronum "git istersen eve dinlen, çok kötü görünüyorsun" dedi. "yok, iyiyim ben, yüzümü yıkar kendime gelirim" dedim öksürükler eşliğinde. bişey demedi, bindi aracına ve gitti. sonra akşama kadar uykulu uykulu durdum dükkanda, insanlar geldi, insanlar gitti, sonra başka insanlar geldi. eve geldiğimde uykum aniden açıldı! aklım almıyor cidden neden mayışman gereken yerde mayışmazsın da işinin ortasında uykun gelir, gözlerin kapanır? biri bana cevap versin lütfen...
akşam: 5 bölüm birden one piece izlemek, luffy'nin hareketleri ve yapılan geyikler, gülmek, daha çok gülmek...
öğlen: yemeğe çıkamamış olan ben, patsodan sipariş verir(?). gider içeceğini alır ve heyecanla beklemeye başlar. bir yandan da how i met your mother ve house m.d.'yi kontrol eder, alt yazıları acaba çıkmış mı diye. yemek gelir ve afiyetle yenir. sonra patron gelir ve der ki: "Sabri gittim telekoma 30 liralık tarifeye geçtim, 50 liralık zaten işimize yaramıyordu, hiçbir şey indirmiyorduk ki sonuçta, iyi yapmışım değil mi?" "evet abi, iyi olmuş" dedim, gözümdeki yaşları belli etmemeye çalışarak. ben neler neler yapıyordum halbuki, youtube izlemeler, internetten naruto izlemeler, bleach izlemeler falan... hepsi gitti, teker teker avucumdan kayıp gittiler..
ilham değilmiş gelen, içimi dökesim gelmiş sadece...
sabah: 9da gitmem gereken işime 10,30'da nefes nefese gittiğimde patronum "git istersen eve dinlen, çok kötü görünüyorsun" dedi. "yok, iyiyim ben, yüzümü yıkar kendime gelirim" dedim öksürükler eşliğinde. bişey demedi, bindi aracına ve gitti. sonra akşama kadar uykulu uykulu durdum dükkanda, insanlar geldi, insanlar gitti, sonra başka insanlar geldi. eve geldiğimde uykum aniden açıldı! aklım almıyor cidden neden mayışman gereken yerde mayışmazsın da işinin ortasında uykun gelir, gözlerin kapanır? biri bana cevap versin lütfen...
akşam: 5 bölüm birden one piece izlemek, luffy'nin hareketleri ve yapılan geyikler, gülmek, daha çok gülmek...
öğlen: yemeğe çıkamamış olan ben, patsodan sipariş verir(?). gider içeceğini alır ve heyecanla beklemeye başlar. bir yandan da how i met your mother ve house m.d.'yi kontrol eder, alt yazıları acaba çıkmış mı diye. yemek gelir ve afiyetle yenir. sonra patron gelir ve der ki: "Sabri gittim telekoma 30 liralık tarifeye geçtim, 50 liralık zaten işimize yaramıyordu, hiçbir şey indirmiyorduk ki sonuçta, iyi yapmışım değil mi?" "evet abi, iyi olmuş" dedim, gözümdeki yaşları belli etmemeye çalışarak. ben neler neler yapıyordum halbuki, youtube izlemeler, internetten naruto izlemeler, bleach izlemeler falan... hepsi gitti, teker teker avucumdan kayıp gittiler..
ilham değilmiş gelen, içimi dökesim gelmiş sadece...
17.10.09
Yalnız...
Art arda yaktığım üçüncü sigara eşliğinde dinlediğim fragile dreams, hava soğuk olmasına rağmen giydiğim 4. yılını doldurmuş olan, orası burası sarkmış t-shirt, uykum gelmiş olmasına rağmen uyumak istemiyor olmam (bu arada şarkı değişti, carnival of rust çalıyor şu anda) ve street fighter'da bir türlü yenemediğim rufus'un beni her yendiğinde attığı kahkanın kulağımdaki uğultusu... Herşey üstüme üstüme geliyor sanki, boğulmak üzereyim, çok yalnızım...
Şaka lan şaka, gayet eğleniyorum aslında. Fragile Dreams güzel bi parça, Carnival of Rust daha güzel bir parça, az önce şarkı değişti, more than words çalıyor. O da güzel parçadır. Eski t-shirt'imi çok seviyorum. Uyumak istemiyorum çünkü bilgisayar başında vakit geçirmek hoşuma gidiyor, o rufus ipnesi de sktirsin gitsin. Bi kere yenmiştim, bi daha yenebilirim onu.
Dediğim gibi, herşey var etrafımda, yalnız falan değilim ben..
Yalnız değilim...
Şaka lan şaka, gayet eğleniyorum aslında. Fragile Dreams güzel bi parça, Carnival of Rust daha güzel bir parça, az önce şarkı değişti, more than words çalıyor. O da güzel parçadır. Eski t-shirt'imi çok seviyorum. Uyumak istemiyorum çünkü bilgisayar başında vakit geçirmek hoşuma gidiyor, o rufus ipnesi de sktirsin gitsin. Bi kere yenmiştim, bi daha yenebilirim onu.
Dediğim gibi, herşey var etrafımda, yalnız falan değilim ben..
Yalnız değilim...
7.10.09
???
Aynada gördüğümüz şey yansımamız mıdır? Yoksa biz karşımızda gördüğümüzün bir yansıması mıyız? Peki biz salak mıyız? Yani nedir bu tarz felsefi şeylerle karizma, şekil yapma çabası? Onu da geçtim, tavuk mu yumurtadan çıkar, yoksa yumurta mı tavuktan çıkar? Son olarak, ardı ardına kaç soru cümlesi kurabilirim? Ve bu soru cümlelerinin arasında bir bağlantı olmalı mı?
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)