...hiçbir şey yapmıyorum. evet, oturup hala bitiremediğim şarkıları tekrardan dinlemem, tablarını bi şekilde bulmam ve sonrasında çalışmam gerekirken hiçbirşey yapmıyorum.
feysbuka kraliçe mesaj atmış, seni üzmek istemem diyo. ben de olsun dedim, kırılmam ben, uğraşırım...
şimdi önemli olan konu 10 saat sonraki konser. duman, kurban gibi eğlencelik şarkıların yanı sıra judas priest ile coşturacağız, coşturdukça coşacağız, güldürürken düşündüreceğiz.
naruto bu hafta çıkmadı, kishimoto veri toplamacası yapacakmış zira. ben de oturdum ve animesini izledim. seviyorum herifi napıyım. görmeden edemiyorum.
insanların bloglarına bakıyorum da, ya çok sanatsal şeyler yazıyorlar ya da yararlı bilgiler var. sonra kendi bloguma bakıyorum, hiçbir bulutu ağlamak üzereymiş gibi göstermiyorum, dolunayın ışıkları altında banyo yapmıyorum, veya bir insanın beyninin kaç kg olduğunu söylemiyorum (bu arada 3 kg olması sanırım). bir gereklilik haline geldi bu insanlarda. bir konuyu tartışacaksın veyahut kendinle tartışacaksın. şizofren işi bi yanda...
aynı anda 4-5 farklı düşünceyi birden yaşıyor olmanın mutluluğunu, hüzüntüsünü, heyecanını, gereksizliğini ve saçmalığını düşünüyorum...
etrafımda fal bakan insanlar var, ben ise fala inanmayıp da falsız kalanlardanım. kimse falıma bakmıyor. bir arkadaşım yanımda, tipitip sakızına bakmak istiyor. falım yine yok...
ev çok dağınık, en kısa zamanda bu konuda da bişeyler yapmalıyım. ama önce konser, herşeyden önce konser. hep konser...
konsere 9,30 saat kala ben hala hiçbirşey yapmıyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
hmm, demek öyle.