herkeste bir heyecan, acaba ne içsek, yeni yıla hangi kıyafetle girsek, kırmızı don gerçekten gerekli mi, sabah madem hişey olmıcak nedir bu telaş gibi sorular etrafımda gezindi durdu bütün gün. yarın da aynısı olacak biliyorum... ama yılbaşı gecesi birşey değişecek ki, o zaman herkes "vay be haklıymış" diyecek...
yılbaşı ikramiyesi bana çıkacak!!
bu yılbaşı piyangosunun kimseye çıkmadığına dair efsaneler bile var, ama ben bunlara inanmıyorum. belki tanıdıklarımdan hiçkimseye, onların tanıdıklarına ve onların tanıdıklarına hiç çıkmamış büyük ikramiye. ama bana çıkacak, çı-ka-cak!
kaç gündür hangi daireyi alsam diye düşünürken bugün bizim mahallede bir daire gördüm. fazla değil, bir milyon lira sadece... bi o daireden alsam, bi de ufak bir daire alsam. büyük olan daireyi kiraya verip diğer dairede yaşasam misler gibi (takdir edersiniz tek başıma kocaman dairede ne işim var) sanırım yeterli olacak. tabi kalan parayla da planladığım bir avrupa seyahati (uzun süreli bir seyahat, 6 ay falan), ayrıca bir arkadaşıma verdiğim pariste brunch ve barselona'da ikişer bira sözünü de hesaba katmalı...
2010 çok güzel bir yıl olacak benim için... 1 ocak sabahı uyandığımda o anlık hiçbirşey değişmemiş gibi görünecek belki ama yeni yıla sigarayı bırakmış, mezun olmak üzere ve gelecek için daha ciddi planlar yapan birisi olarak başlayacağım.
hadi değişmedi diyin, desenize ulan!!!
şu paramı alayım önce de, acaba kendim mi alsam yoksa bir bankaya vekalet mi versem...
31.12.09
27.12.09
zaman çizgisi
dün: bütün gün müşteri gelsin de ev satalım diye bekleyen ben, sonrasında cebinde 5 kuruş parası olmadan taksime gitmiş, herkes meşrubatını yudumlarken aval aval, ağzının suyu akarak izlemiş olmasına rağmen pek eğlenmişti. ayrıca yağan yağmurun etkisiyle ıslanıp üşürken, sıcaklığı ve samimiyeti kız arkadaşının şevkatinde buldu, gördü ve kullandı. eve dönüş daha zorluydu, zira hava soğutku ve sabri-sama ıslaktı, yalnızdı...
bugün: 11'e kadar yalnız başına oturduktan sonra patron geldi, siyaset konuştuk, daha doğrusu o konuştu ben de dinledim. 12ye doğru gitti ve yine avans alamadım. hala parasızım. allahtan yiyecek vardı da aç kalmadım. şimdi yağmur başladı, ıslanacağız gibi, güzel oldu bu. yağmuru seviyorum...
bu akşam sevgilimi görücem pek güzel olacak. bakalım akşama kadar neler olacak...
bugüne dair edit: göremedim sevgilimi, yorgunmuş. esrayla sevgilisi gelcek bize, bira iççez...
yarın: 9:40'ta şişli etfaldeki kbb randevuna gitmeyi sakın unutma! eğer vaktin varsa sonra da yıldıza iş bankasına gidip şu bahsi geçen kredi kartını al. ordan da itüye gideceksin. mümkünse sevgilini yarın da gör okulda, eğlenin takılın falan... okuldayken notların fotokopisini de mutlaka çektir! finalden önceki son haftaya giriyorsun itüde ona göre. kendi okulunun notlarını sonra çektirirsin.
bugün: 11'e kadar yalnız başına oturduktan sonra patron geldi, siyaset konuştuk, daha doğrusu o konuştu ben de dinledim. 12ye doğru gitti ve yine avans alamadım. hala parasızım. allahtan yiyecek vardı da aç kalmadım. şimdi yağmur başladı, ıslanacağız gibi, güzel oldu bu. yağmuru seviyorum...
bu akşam sevgilimi görücem pek güzel olacak. bakalım akşama kadar neler olacak...
bugüne dair edit: göremedim sevgilimi, yorgunmuş. esrayla sevgilisi gelcek bize, bira iççez...
yarın: 9:40'ta şişli etfaldeki kbb randevuna gitmeyi sakın unutma! eğer vaktin varsa sonra da yıldıza iş bankasına gidip şu bahsi geçen kredi kartını al. ordan da itüye gideceksin. mümkünse sevgilini yarın da gör okulda, eğlenin takılın falan... okuldayken notların fotokopisini de mutlaka çektir! finalden önceki son haftaya giriyorsun itüde ona göre. kendi okulunun notlarını sonra çektirirsin.
21.12.09
Genç gezginler seyahat bursu
ne zamandır aklımdaydı bunu koymak, her seferinde unuttum veya sonra yaparım diye salladım, ama seçimler için az vakit kaldığını görünce zaten sayısı fazla olmayan siz okuyucularımla da paylaşmak için hala yeterince zaman olduğunu düşünerek yine de yazıyorum.
Şu linki bir inceleyin hele:
http://ozlem-pansiyon.blogspot.com/2009/09/seyahat-bursu-genc-gezginler-aranyor.html
özlem pansiyon isimli bir gezgin, herkeşler gezsin, tozsun da azcık avrupa görsün diyerekten* belli sayıda öğrenciye burs verecekmiş. pek beleşçi olan ben de hemen başvurdum tabi ki. ama işin beleşçilikten daha öte birşeyi var. verilen miktar çok az, sadece vize, pasaport ve bilet masraflarını anca karşılar(pek de az değilmiş ehe). ama bu burs insanları seyahat etmek için teşvik edecek, insanlar arkadaşlarına "kanka seneye kesin avrupa" diyip bir sonraki sene "e vakit yoktu kanka biliyosun" diyemeyecek. vakit her zaman vardır ama cesaret ve para yoktur. bu miktarla gaza gelip "ben de koyarım üstüne, pasaportu alayım hemen" dediğiniz anda seyahatçi ruhunu yakalamış oluyorsunuz.
yaklaşık bir sene boyunca başka ülkelerden misafir ağırlayan ben, bu sene de beni ağırlasınlar diye başvurdum bu bursa. tamam, insanlar geliyor, kültür paylaşımı oluyor ama sen kendi kültürünü paylaşıyorsun. diğer taraftan pek bir kültür göremiyorsun (bazen yemek, veya oyun. ama yaşam tarzı değil). ben de etrafımdakilere "avrupada böyle değil bak bıdı bıdı..." demek istiyorum.
herşey bir yana, şehir dışına bile doğru dürüst çıkamayan ben, seyahat öyle olmaz böyle olur ulan! diyip uzun süreli bir avrupa seyahati istiyorum.
sigarayı bıraktım (bir hafta oldu, 2. günden itibaren nikotin krizlerim geçti, arada kısa süreli de olsa canım istiyor ama önemli değil) bu yüzden sigaraya vereceğim parayı kenara koyabiliyorum. bu dönem mezun olabilirsem (ki olacağım gibi görünüyor) harç parası olarak ayarlamaya çalıştığım miktarı da seyahat için ayıracağım.
hem kız arkadaşım ispanyaya gidiyor, dersleri bitince de avrupa gezisi yapacak, ona katılmak istediğim için ayrı bir teşvik var para biriktirmem ve hazırlanmam için.
ayrıca kız kardeşim az önce "ben sana 100 lira veririm abi" dedi :)
olacak herhalde bu.
*özlem pansiyon kişisi böyle birşey demedi, gezelim görelim istiyor sadece, pek iyi bir insan (yalakalık yap ki şansın artsın notu)

Şu linki bir inceleyin hele:
http://ozlem-pansiyon.blogspot.com/2009/09/seyahat-bursu-genc-gezginler-aranyor.html
özlem pansiyon isimli bir gezgin, herkeşler gezsin, tozsun da azcık avrupa görsün diyerekten* belli sayıda öğrenciye burs verecekmiş. pek beleşçi olan ben de hemen başvurdum tabi ki. ama işin beleşçilikten daha öte birşeyi var. verilen miktar çok az, sadece vize, pasaport ve bilet masraflarını anca karşılar(pek de az değilmiş ehe). ama bu burs insanları seyahat etmek için teşvik edecek, insanlar arkadaşlarına "kanka seneye kesin avrupa" diyip bir sonraki sene "e vakit yoktu kanka biliyosun" diyemeyecek. vakit her zaman vardır ama cesaret ve para yoktur. bu miktarla gaza gelip "ben de koyarım üstüne, pasaportu alayım hemen" dediğiniz anda seyahatçi ruhunu yakalamış oluyorsunuz.
yaklaşık bir sene boyunca başka ülkelerden misafir ağırlayan ben, bu sene de beni ağırlasınlar diye başvurdum bu bursa. tamam, insanlar geliyor, kültür paylaşımı oluyor ama sen kendi kültürünü paylaşıyorsun. diğer taraftan pek bir kültür göremiyorsun (bazen yemek, veya oyun. ama yaşam tarzı değil). ben de etrafımdakilere "avrupada böyle değil bak bıdı bıdı..." demek istiyorum.
herşey bir yana, şehir dışına bile doğru dürüst çıkamayan ben, seyahat öyle olmaz böyle olur ulan! diyip uzun süreli bir avrupa seyahati istiyorum.
sigarayı bıraktım (bir hafta oldu, 2. günden itibaren nikotin krizlerim geçti, arada kısa süreli de olsa canım istiyor ama önemli değil) bu yüzden sigaraya vereceğim parayı kenara koyabiliyorum. bu dönem mezun olabilirsem (ki olacağım gibi görünüyor) harç parası olarak ayarlamaya çalıştığım miktarı da seyahat için ayıracağım.
hem kız arkadaşım ispanyaya gidiyor, dersleri bitince de avrupa gezisi yapacak, ona katılmak istediğim için ayrı bir teşvik var para biriktirmem ve hazırlanmam için.
ayrıca kız kardeşim az önce "ben sana 100 lira veririm abi" dedi :)
olacak herhalde bu.
*özlem pansiyon kişisi böyle birşey demedi, gezelim görelim istiyor sadece, pek iyi bir insan (yalakalık yap ki şansın artsın notu)


14.12.09
ilk günden izlenimler
sabah sigara almaya gidecektim, sonra paramın olmadığını farkettim, sonra da pazartesi günü itibariyle sigarayı bırakacağım sözünü hatırladım. çok gaz bir şekilde uyandıktan sonra greco'nun yaptığı kahveyi içtim. güzelce hazırlandım ve okula gittim. meğersem sınav bugün değilmiş. "iyi ki değilmiş, yoksa beklerken kesin tanıdık birilerini görüürüm sigara uzatırlar" dedikten sonra arkadaşımı gördüm (sigara içmeyen). kısa bir sohbet ve son 4 günün özetini geçtikten sonra şirkete geldim. canım hala sigara istemiyordu. iyiymiş böyle dedim. saat 3e doğru bir ara canım sigara istedi ama bu isteğimi meyve, sebze, peynir ekmekle geçiştirdim. ama sigara istedikçe bişeyler yemek, bişeyler yedikçe sigara daha çok istemek ve sonra daha çok yemek... durdurdum kendimi. bol bol su içtim. çay demlendi, iki bardak çay içtim, gözümün önünde onlarca insanın sigara içişini seyrettim. hava karardıktan sonra daha feci oldum. herşeye bağırmaya başladım, gerginlik, stres...
sigaranın ne kadar bağımlılık yaptığını bu şekilde görüyomuş insan. içmedikçe daha çok sıkıldım, agresifleştim, nefes egzersizleri ile unutmaya çalıştım ve bir şekilde dükkandan sağ salim çıkabildim.
bu arada bir de sigarayı bırakmayı düşünmeyenler için, bütün gün imkansızlıktan sigara alamamışsınızdır. tek dal sigara için etrafta gezinir tanıdık yüzler ararsınız, "kanka bi dal sigaran var mı" demek için... sonra tanımadığınız insanlara yönelirsiniz. "pardon bir dal sigaranızı alabilir miyim acaba?" kişinin son sigarası değilse veya öküz değilse size sigaranızdan ikram edecektir. işte o an dışarıdan nasıl göründüğünüzü hayal edin.. bir dal sigara için ne kadar aciz duruma düşebildiğinizi hayal edin. daha da bişey demiyorum size ben...
sigaranın ne kadar bağımlılık yaptığını bu şekilde görüyomuş insan. içmedikçe daha çok sıkıldım, agresifleştim, nefes egzersizleri ile unutmaya çalıştım ve bir şekilde dükkandan sağ salim çıkabildim.
bu arada bir de sigarayı bırakmayı düşünmeyenler için, bütün gün imkansızlıktan sigara alamamışsınızdır. tek dal sigara için etrafta gezinir tanıdık yüzler ararsınız, "kanka bi dal sigaran var mı" demek için... sonra tanımadığınız insanlara yönelirsiniz. "pardon bir dal sigaranızı alabilir miyim acaba?" kişinin son sigarası değilse veya öküz değilse size sigaranızdan ikram edecektir. işte o an dışarıdan nasıl göründüğünüzü hayal edin.. bir dal sigara için ne kadar aciz duruma düşebildiğinizi hayal edin. daha da bişey demiyorum size ben...
9.12.09
ya sabır...
şu vakit ne geçmez birşeymiş onu farkettim bugün. 7de işten çıkıp eve geldim, greco ile sophie ikilisi yemek hazırlamaya başlamışlar. "yardım edeyim" dedim. "no thanks" dediler. sonra biraz muhabbet ettik. neler yaptıklarını konuştuk. sonra eski fotoğraflara, yeni fotoğraflara baktık. yaklaşık 3 saat sonra saate baktığımda saatin 8 olduğunu gördüm.
evet can sıkıntısı insana böyle şeyler yaptırıyor işte...
evet can sıkıntısı insana böyle şeyler yaptırıyor işte...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)