3.6.10

muhteşem üçlü

melek: kanatlı, tepesinde halesi var falan.
inek: boynuzu var bunun da, sütünü içeriz.
yıldız: parlak bişey, teknik bir üniversitesi var hatta. (bkz: sabri-sama'nın profesyonel öğrenci hayatı)
tanımları yapan sabri-sama, bu üç kelimeyi cümle içinde kullanır:
ben melek gördüm.
ben inek gördüm.
ben yıldız gördüm.
bu cümleleri başarıyla kurduktan sonra daha da ileri gidip üç kelimeyi tek bir cümle içinde kullanmaya karar verir:

merve'nin melekli bir kolyesi, inekli bir kupası ve yıldızlı bir sevgilisi (prensipte anlaştığı müstakbel kocası) var.

ödevini bitirmiş olmanın dayanılmaz hafifliğini yaşıyordur artık.

not: yıldızlı dövmesi de varmış omuzunda, pek güzel birşey.

2 yorum:

hmm, demek öyle.